tarihten.org

19 Mayıs'ı Anmak / Kutlamak

Gizem  Özçetin Gizem Özçetin 19.05.2023 0 YORUM 530 OKUNMA
19 Mayıs'ı Anmak / Kutlamak

19 Mayıs'ı Anmak / Kutlamak


19 Mayıs günü, farklı tarihlerde önemli olayların yaşanması sebebiyle yakın tarihimiz açısından çok önemli bir zaman dilimidir. 19 Mayıs genel olarak 1919 yılında Mustafa Kemal Paşa’nın IX. Ordu Müfettişi sıfatıyla Samsun’a ayak basarak ulusal kurtuluş mücadelemizi başlattığı tarih olarak bilinse de her sene gururla kutladığımız bu bayram günü aynı zamanda bizler için bir matem günü olma özelliğine sahiptir. 


Bu satırları yazmaktaki amacım hem istiklalimizin milat noktasını oluşturan bu şerefli bayram gününü ve onun kahramanlarını yâd etmek hem de çok fazla bilmediğimiz fakat bilmemiz gereken diğer 19 Mayıs’ın önemini vurgulamaktır. Aynı zamanda tarihi süreç içerisinde farklı yıllarda yaşanmış olsalar da bu aynı gün vuku bulan her iki 19 Mayıs’ın arasındaki bağa okuyucularımızın dikkatini çekmektir. 

Türk Milleti açısından bir matem olma özelliğini taşıyan diğer 19 Mayıs, Çanakkale Muharebeleri sırasında Arıburnu Cephesi’nde V. Osmanlı Ordusu tarafından Anzac birliklerini denize dökmek maksadıyla gerçekleştirilen fakat binlerce şehit ve yaralı verilerek başarısızlıkla sonuçlanan kanlı bir gecenin yürek burkan hikâyesidir. 19 Mayıs 1919 sabahı, milletinin makûs talihini değiştirmek için Samsun’dan Anadolu’nun mübarek topraklarına ayak basan Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın da şahit olduğu ve yıllar sonra; “Biz Çanakkale’de bir darül-fünun gömdük” sözünü telaffuz etmesine neden olan acı dolu bir tarihin gözyaşlarıyla yâd edilen sene-i devriyesidir. 

19 Mayıs 1915 tarihinde Çanakkale Muharebeleri içerisinde tarihte eşi benzeri görülmemiş bir taarruz meydana gelmişti. 25 Nisan 1915 çıkarmalarından bu yana sürekli devam eden savunma harekâtlarından farklı olarak bir taarruz planı oluşturulmuş ve düşmanın asker sayısından yaklaşık 2,5 kat daha fazla olan Türk birlikleriyle bu plan eyleme dökülmüştür. Fakat plan ne yazık ki istenildiği şekilde sonuçlanmamış ve aksine tahmin edilenden çok daha fazla kuvvetin kaybedilmesiyle neticelenmiştir.

Taarruzdan 8 gün önce cepheye gelerek teftişte bulunan Enver Paşa, Çanakkale Cephesi için birçok kayba neden olacak emri 5. Ordu komutanı Liman Von Sanders’a vermiştir. Kesin bir gizlilik ve sessizlik içerisinde, gece baskın şeklinde Anzac askerleri üzerine Merkez Tepe – Kanlısırt – Kırmızısırt’ta 3,5 kilometrelik bir hatta taarruz edileceğine dair bir plan yapılmış ve bu taarruzun 19 Mayıs günü sabaha karşı saat 03.30’da yapılması kararlaştırılmıştır. Taarruz için bölgeye takviye edilen ve bölgeyi tanımayan 2. Piyade Tümeni, henüz savaş deneyimi bulunmayan 5. Piyade Tümeni, Yarbay Mustafa Kemal komutasında bulunan 19. Tümen ve ihtiyatta bekletilen 16. Tümen taarruzda kullanılmak üzere bölgede hazır bulunan birliklerdi. Taarruzda ilk dalgada 30 bin ikinci dalgada da 12 bin olmak üzere toplamda 42 bin Türk kuvveti bulunmaktaydı. 

Diğer taraftan, takviye edilen 2. Piyade Tümeni askerlerini hava keşiflerinde fark eden düşman kuvvetleri, Türklerin bir taarruz yapabilme ihtimalini öğrenmiş ve buna uygun bir şekilde temkinli davranmıştır. Her ne kadar 13 bin gibi Türkler karşısında ezici askeri gücü azlığı bulunsa da, stratejik davranmışlar ve bu taarruzu püskürtmeyi başarmışlardır. Çıkarmanın ilk gününden 18 Mayıs’a kadar devam eden tüfek atışlarının birden kesilmesi de bu noktada onları uyaran bir etken olmuştur. Taarruz için sessiz hareket edilmesi, düşmanı uykusunda bulup alt etmek için en önemli etken olmuşsa da İstanbul’dan birkaç gün önce gelmiş, bölgeyi bilmeyen ve gece Sarafim Çiftliği’nden yürüyerek muharebe alanına gelen 2. Tümen askerlerinin yeterince sessiz olamaması nedeniyle bu etkenin uygulanması mümkün olmamıştır. 

Sabaha karşı saat 03.30’da gerçekleştirilen taarruzda düşmanın ateş hattını geçmek mümkün olmamış ve makineli tüfek ateşinden kaçamayan yüzlerce asker iki siper hattı arasında yaralı ya da şehit olarak yatmıştır. Sabaha karşı 05.20 sularında taarruzun durdurulmasıyla ve havanın aydınlanmasıyla bu sahne gözler önüne çıkmıştır. Türk birlikleri gün ağarmadan öncesinde hiçbir sonuç elde edememişler, aksine ağır bir zayiat vermişlerdir. Fakat Tümen komutanlarının iyimser raporları, Kuzey Grubunun teklifi ve 5. Ordu Komutanlığının onayı ile ikinci kez taarruza karar verilmiştir. 19 Mayıs günü öğleden öncesine kadar süren mücadelelerde yeniden sonuç alınamaması sebebiyle tekrarlanan saldırı durdurulmuştur. 

Sonuçta; Savaşan taraflar içerisinde en büyük zayiatı 2. Piyade Tümeni vermiştir. Türklerin kaybı şehit, yaralı ve kayıp olan 486 askerle birlikte 10 bin civarındayken bunun yarısı yalnızca 2. Piyade Tümeni askerlerinden oluşmaktadır. En çok subay kaybı da 2. Piyade Tümeni tarafından verilmiştir. Öyle ki taarruz tekrarlandığında askerleri yönlendirecek subay bulamamışlardır. Anzac birliklerinin zayiatı ise 160 ölü, 468 yaralı olmak üzere 628 kişidir. 

Türklerin başarısız olmasının sebebini her ne kadar Liman Von Sanders Anzacların açtığı makineli tüfek ateşinin neticesi olduğunu rapor etse de, bu noktada disiplinsizlik, komuta kademedeki sorunlar ve dikkatsizlikler de etkili olmuştur. Ayrıca cepheye yeni gelmiş ve henüz bölgeyi bilmeyen askerlerin taarruzda bulunması, deneyimsizlikleri de eklendiğinde başarılı olma imkânının sayıca üstün bir konumda bulunsak dahi mümkün olmayacağı öngörülmeliydi. Bu noktada müthiş bir insan gücüne karşılık müthiş bir stratejik hata yapılmış ve Çanakkale Muharebelerinde bir günde hiç verilmediği kadar zayiat verilmiştir. Öyle ki Çanakkale Cephesinde yalnızca bir kez yapılan bir ateşkes meydana getirilmiş ve her iki taraf da ölülerini gömmek ve yararlılarını kurtarmak için anlaşmaya razı olmuşlardır. 

19 Mayıs’ı her yıl coşkuyla kutlarken, sadece Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a ayak bastığı gün olarak değil de 10 bin askerimizin vatan uğruna şehit olduğu bir gün olarak da anmamız gerektiği bilincinde olmalıyız. 19 Mayıs büyük bir savaşın miladıdır, ama bu savaşa örnek gösterilen, orada başarıldıysa burada da başarabiliriz diye bir millete umut aşılayan bir savaşın da en kanlı günü olarak hatırlamalı ve onları anmalıyız. 

 

 

 

 

KAYNAKÇA

 

1.      Ellis Ashmead Bartlett, Çanakkale Gerçeği, Yeditepe Yayınevi, Temmuz 2021.

2.      Liman Von Sanders, Türkiye’de Beş Sene, Yeditepe Yayınevi, Eylül 2013.

3.      Fahrettin Altay, Çanakkale Hatıraları 2. Cilt, Arma Yayınları, Temmuz 2002. 

4.      Gürsel Akıngüç, Çanakkale Muharebeleri ve Muharebe Alanları, 2023 Yayıncılık, Şubat 2015.

5.      Mustafa Kemal Atatürk, Arıburnu Muharebeleri, Kopernik Yayınları, Nisan 2018.

6.      Gürsel Göncü – Şahin Aldoğan, Siperin Ardı Vatan, MB yayınevi, 2006.

7.      Lokman Erdemir, Çanakkale Bir Milletin Varoluş Destanı, Çamlıca Yayınları, Mart 2011.

 

Gizem  Özçetin
Kaleme Alan Gizem Özçetin

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nde 2016-2020 tarihlerinde Tarih Bölümünü bitirmiştir. Mezun olduktan sonra tarih alanında birkaç sitede yazıları yayınlanmıştır.  

YORUMLAR

Fikirleriniz bizim için değerlidir, bizimle paylaşabilirsiniz...

BU MAKALELERİ BEĞENEBİLİRSİNİZ