tarihten.org

LEBENSRAUM-YAŞAM ALANI

Mehmet Çankal Mehmet Çankal 28.05.2024 0 YORUM 893 OKUNMA
LEBENSRAUM-YAŞAM ALANI

1933'te Almanya'nın Nürnberg kentinde bir Nazi Partisi mitingi.

LEBENSRAUM-YAŞAM ALANI

Lebensraum, Almanca ’da “yaşam alanı” anlamına gelir ve genellikle 19. Yüzyılın sonlarından 1940’lara kadar Alman politikasında yaygın olan genişlemeci ve Völkisch milliyetçiliği felsefesi ve politikalarıyla ilişkilendirilir. Lebensraum kavramının kökenleri, 19. yüzyıl Almanya'sına ve özellikle jeopolitik düşünür Friedrich Ratzel'e kadar uzanır. Ratzel’in jeopolitik düşünceleri, biyoloji ve coğrafyanın birleşiminden doğar. Ona göre, devletler de tıpkı canlı organizmalar gibi doğarlar, büyürler ve genişlerler. Bu bağlamda, bir devletin hayatta kalabilmesi ve gelişebilmesi için daha fazla yaşam alanına (Lebensraum) ihtiyaç duyduğunu ileri sürer. Ratzel’in Lebensraum kavramı, devletlerin doğal kaynaklara, tarım arazilerine ve stratejik bölgelere erişim ihtiyacını vurgular. Bu görüş, daha sonra Nazi Almanyası tarafından genişleme politikalarının meşrulaştırılması için kullanılmıştır. Ratzel’in çalışmaları, Alman jeopolitik düşüncesinin temel taşlarından biri olarak kabul edilir. Ratzel'in fikirleri, Karl Haushofer gibi jeopolitik düşünürler tarafından daha da geliştirilmiştir. Haushofer, Alman milliyetçiliği ve genişleme politikaları ile ilgili görüşlerini şekillendirmiş ve "Pan-Germanism" (Bütün Almanların Birliği) hareketini desteklemiştir. Bu dönemde Lebensraum, Almanya'nın sadece ekonomik ve politik değil, aynı zamanda kültürel ve demografik olarak da büyümesi gerektiği düşüncesini barındırıyordu.

Dünya Savaşı’nda (1914 - 1918) Alman İmparatorluğu’nun bir hedefi haline gelmiş ve toprak genişletme programının temel bir unsuru olmuştur. Nazi Partisi ve Nazi Almanya’sı tarafından desteklenen bu ideolojinin en aşırı formu, II. Dünya Savaşı’nı başlatan ve çatışmanın sonuna kadar devam eden bir motivasyon olmuştur. Adolf Hitler’in iktidara yükselmesiyle birlikte, Lebensraum Nazizmin ideolojik bir prensibi haline gelmiş ve özellikle Polonya, Ukrayna, Rusya, Çekya ve diğer Slav ulusları gibi Slav ve Yahudi halklarını hedef almıştır . Bu politika, Almanya’nın doğusunda daha fazla toprak ve kaynak sağlamak amacıyla bu bölgelerin Almanlaştırılmasını öngörüyordu.

Hitler' in Mein Kampf eserinde Lebensraum:

Başka milletler daha geniş topraklara yayılıp yerleşirken, iç kolonizasyona yönelmiş bir millet nüfus artışını sınırlamak zo­runda kalacak, fakat geniş topraklara yayılan milletler artmaya devam edecektir. Bir ülkenin hayat alanı ne kadar azsa, bu durumla o kadar çabuk karşılaşır.

...devletin ekonomik bir kavramla veya belli bir ekonomik gelişmeyle hiçbir ilgisi yoktur. Devlet sınırları çizilmiş belli bir hayat alanı üzerinde, gayesi ekonomik faaliyetlerde bulunmak olan akit tarafların bir araya gelmesi demek değildir. Devlet fizik ve ahlak bakımından birbirine benzeyen bir insan topluluğunun, öngörülen, nesillerini daha iyi yetiştirmek hedefine ulaşmak için oluşturduğu bir organizasyondur. Bir devletin gayesi ve manası yalnız budur, başka bir şey değildir. Ekonomi bu görevin yerine getirilebilmesi için gerekli olan birçok yardımcı vasıtadan sadece bir tanesidir. Ekonomi hiçbir zaman için devletin ne sebebidir ne de gayesi. Devletin tabiata aykırı olarak yanlış bir temele oturtulması hali istisnadır. Devletin devlet olarak mut­laka sınırları belli bir arazi üzerinde bulunmasına lüzum olmadığının izahı da buradadır. Bu şart ancak soydaşlarının geçimini kendi imkanlarıyla temin etmek isteyen, yani varoluş mücadelelerini kendi imkanlarıyla yürütmek isteyen milletler için zaruri olur. Başkalarını kendileri için çalıştırmak maksadıyla insanlığın arasına parazitler gibi sokulmak kabiliyetine sahip olan milletler sınırı çizilmiş hayat alanına sahip olmadan devlet kurabilirler.

... toprak insanlar üzerine nasıl tesir eder­se etsin, bu tesirin sonuçları ona maruz ka­lan çeşitli ırklara göre değişik olacaktır. Hayat alanının verimsiz oluşu bir ırkı da­ha çok çalışmaya, büyük işler yapmaya sevk eden bir iğne olur. Bir başka ırka ise sefalet getirir. Milletlere gelecek dış etki­ler, onlara kabiliyetlerine göre tesir eder. Bazılarını açlığa sürükler, bazılarını ise gayretli çalışmaya.

Göçebelerin üzerinde yaşadıkları sınırlı bir hayat alanları vardır. Yalnız bunlar belirli bir yerde oturup çiftçilik yapmaz. Sü­rülerinden elde ettikleri ürünle geçinirler ve bu sürüyü otlatmak için kendi topraklarında dolaşırlar. Bunun sebebi de topraklarının bir yerde devamlı oturmalarına im­kan vermeyecek kadar verimsiz oluşudur. Fakat asıl sebep bir devrin veya bir milletin tek tük medeniyetiyle hayat alanının tabi fakirliği arasındaki dengesizliktir.

Eğer nasyonal sosyalist hareket tarih karşısında milletimiz yararına gerçekten büyük bir görev almak istiyorsa, Alman milletinin dünya üzerindeki gerçek durumunu çok iyi bilmeli, acı duymalı ve tam bir şekilde bu şuura varmalıdır. Açık bir görüş ve cesaretle Alman milletinin dış politikasını bugüne kadar yürütmüş olan kabiliyetsizlik ve şuursuzlukla mücadele etmelidir. Gelenekleri ve peşin hükümleri dikkate alınmadan, milletimizi ve onun gücünü toplamak, onu şimdiki dar hayat alanından çıkaracak ve yeni topraklara götürecek sevk etme cesaretini bulmalı, böylece bu dünyada yok olup gitmek ve­ya başkalarına esir olmak tehlikesinden kurtarmalıdır.

Nasyonal sosyalist hareket nüfusumuzla toprağımızın yüzölçümü arasındaki nispetsizliği kaldırmaya, tarihi geçmişimizle hiçbir çıkar yolu olmayan şimdiki güçsüzlüğümüz arasındaki uyuşmazlığı yok etmeye çalışmalıdır. Toprağın yüzölçümü maişeti temin etme kaynağı olduğu gibi siyasi iktidarında bir dayanak noktasıdır.

Bugün hepimiz Fransa'yla hesaplaşmak zaruretine ne kadar inanırsak inanalım, dış politikamızın gayeleri bu hesaplaşmayla sınırlanırsa bunun hiçbir tesiri ve faydası olmayacaktır. Bu hesaplaşma ancak Avrupa'daki hayat alanımızı genişletmek için geride bir örtü hazırlamak şeklinde yorumlanabilir. Çünkü biz bu meseleyi sömürgeler ele geçirmekle çözemeyiz. Ancak yerleşme sahamızı anavatan toprağının yüzölçümünü arttırarak çözebiliriz.

Lebensraum kapsamında etkilenen bölgeler şunlardı:

1. Polonya

Polonya, Lebensraum politikasının ilk ve en doğrudan hedeflerinden biriydi. 1939'da Nazi Almanyası, Polonya'yı işgal etti ve ülkeyi Alman yerleşimciler için genişletme planları kapsamında bölgelere ayırdı. Polonyalı Yahudiler ve diğer sivil halklar, bu işgalin en büyük mağdurları arasında yer aldı.

2. Sovyetler Birliği

Sovyetler Birliği, Lebensraum politikasının bir diğer ana hedefiydi. Hitler, Sovyetler Birliği'nin batı bölgelerini ele geçirerek, bu toprakları Alman yerleşimciler için tarım arazisi ve yaşam alanı olarak kullanmayı planladı. Barbarossa Harekatı kapsamında 1941'de başlayan Sovyetler Birliği işgali, milyonlarca Sovyet vatandaşının hayatını kaybetmesine ve büyük ölçekli yıkıma yol açtı.

3. Ukrayna

Ukrayna, Nazi Almanyası'nın Lebensraum planlarında önemli bir yer tuttu. Hitler, bu bölgenin zengin tarım arazilerini Alman yerleşimciler için kullanmayı amaçlıyordu. Ukrayna'da yaşayan milyonlarca insan, Nazi işgali sırasında yerinden edildi, zorla çalıştırıldı veya öldürüldü.

4. Belarus 

Belarus da Lebensraum politikasının etkilerini ağır bir şekilde hisseden bölgelerden biridir. Nazi işgali sırasında Belarus'ta geniş çaplı katliamlar ve etnik temizlik faaliyetleri gerçekleştirildi.

5. Baltık Ülkeleri (Litvanya, Letonya, Estonya)

Baltık ülkeleri, Lebensraum politikasının bir parçası olarak Nazi Almanyası tarafından işgal edildi. Bu ülkelerde yaşayan Yahudiler ve diğer etnik gruplar, Nazi soykırımının kurbanı oldular.

6. Çekoslovakya

Çekoslovakya, Lebensraum politikalarının bir diğer hedefiydi. Nazi Almanyası, bu bölgeyi Almanlaştırma ve yerel halkı yerinden etme amacı güdüyordu. Sudetenland bölgesinin Almanya tarafından ilhak edilmesi, bu sürecin bir parçasıydı.

7. Yugoslavya

Yugoslavya, Lebensraum politikasının bir diğer hedef bölgesiydi. Nazi Almanyası, bu bölgedeki Slav nüfusu Alman yerleşimcilerle değiştirmeyi ve bölgeyi Almanlaştırmayı planlıyordu.

8. Macaristan

Macaristan, Nazi Almanyası'nın müttefiki olmasına rağmen, Lebensraum politikalarının etkilerini hissetti. Alman işgali sırasında Macaristan'daki Yahudi nüfusu büyük ölçüde soykırıma uğradı.

9. Romanya

Romanya, Lebensraum politikasından dolaylı olarak etkilendi. Nazi Almanyası'nın müttefiki olarak, Romanya'daki Yahudi nüfus soykırımın hedefi oldu.

10. Yunanistan

Yunanistan, Nazi Almanyası tarafından işgal edilen ve Lebensraum politikasından etkilenen bir diğer bölgeydi. Yunanistan'daki Yahudi toplumu büyük ölçüde yok edildi.

Lebensraum politikası, Generalplan Ost (Doğu için Ana Plan) adı verilen Nazi politikasına dayanmaktadır. Bu plana göre, Almanya’nın hayatta kalması için gerekli olan Lebensraum’un çoğunlukla Orta ve Doğu Avrupa’daki nüfusların kalıcı olarak kaldırılmasını (Sibirya’ya kitlesel sürülme, yok edilme veya köleleştirme yoluyla) gerektirdiği belirtilmiştir. Nazi hükümeti, II. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında bu toprakları Alman kolonicilerle yeniden doldurma amacını gütmüştür. Lebensraum uygulamaları, özellikle Yahudi nüfusunun tamamen ortadan kaldırılması gibi, tarihin en büyük insanlık suçlarından bazılarına yol açmıştır. Hitler’in dünya hakimiyeti için stratejik programı, Lebensraum inancının gücüne ve özellikle ırksal olarak üstün bir toplum tarafından takip edildiğindeki etkisine dayanmaktadır.

 

                                             

                   Görsel 1. Rusya'yı ve çevre ülkeleri gösteren bu harita, Hitler'in Rusya'daki kampanyasını ve bunun nasıl ters gittiğini gösteriyor.

 

 

                                                                                                 

Görsel 2. FRİEDRİCH RATZEL

KAYNAKÇA;

  1. Kavgam, Adolf Hitler, Panama Yayınları, Ankara, Temmuz 2016
  2. Der Lebensraum, Friedrich Ratzel, Inktank Publishing, Şubat 2020
  3. Politische Geographie, Friedrich Ratzel, Hansebooks, Mayıs 2016
  4. Ali Çimen, Kısa Hitler İmparatorluğu Tarihi, Timaş Yayınaları, Ekim 2020

 

Mehmet Çankal
Kaleme Alan Mehmet Çankal

YORUMLAR

Fikirleriniz bizim için değerlidir, bizimle paylaşabilirsiniz...

BU MAKALELERİ BEĞENEBİLİRSİNİZ