İzmir Suikastı
Refet Bele, Kazım Karabekir, Cafer Tayyar, Ali Fuat Cebesoy, Maliye Nazırı Cavid Bey ve Sabit Bey İzmir İstiklal Mahkemesinde.
İzmir Suikastı (14 Haziran 1926)
Cumhuriyetin ilanından sonra Gazi Mustafa Kemal önderliğinde peyderpey inkılaplar yapılıyordu. 1 Kasım 1922’te saltanatın ilgası ile liderler arasında bölünmeler başlamıştı. Çeşitli muhalif gruplar Türk inkılabına karşı cephe almış vaziyette idi. Bununla beraber ülke içinde ayaklanmalar çıkmaktaydı. Kazım Karabekir, Ali Fuat Paşa ve Rauf Bey Terakkiperver Parti’yi kurmuşlar ancak bu parti kendi iradeleri dışında kapatılmıştı. Ayrıca İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin üyeleri iktidar olmak maksadıyla çalışmalarına devam edip Terakkiperver Parti’nin içine yerleşmişti. Terakkiperver Parti kapatılınca ittihatçılar iktidar mücadelesini bırakmamışlardı. Hükümet tarafında, ittihatçıların, aynı zamanda Terakkiperver Parti’nin üyelerinin gizli faaliyetleri takip ediliyor, raporlar İstiklal Mahkemesine sunuluyordu. Suikast fikrinin oluşmasında en etkili isimlerden Eski İaşe Nazırı Kara Kemal ve Eski Maarif Nazırı Şükrü Bey idi. Şükrü Bey fedailerin aranmasını istedi ve eski İttihatçılardan olan Abdülkadir Bey, onları eski Lazistan Milletvekili Ziya Hurşit ile tanıştırdı.
1925-1926 yılları arasındaki inkılaplar ve ayaklanmaların halkın nazarındaki etkisini ölçmek maksadıyla Gazi bir yurt gezisi düzenlemişti. Ankara’dan hareket eden Gazi, 8 Mayıs 1926’da Konya’ya oradan Tarsus’a, oradan Adana’ya, oradan tekrar Konya’ya gelmiş Konya’dan Mudanya’ya, 13 Haziran 1926’da ise Balıkesir’de gelmiş idi. 14 Haziran’da Balıkesir’den İzmir’e geçeceği sırada İzmir Valisi Kazım Bey (Dirik), Gazi’ye kendisine suikast düzenleneceği haberini verir. Suikast düzenlendikten sonra fedaileri Sakız Adasına kaçıracak olan Giritli Şevki, suikastı İzmir valisine ihbar etmişti. Suikastçılar yakalanmıştı. Olayda Terakkiperver milletvekillerinin parmağı olduğu anlaşılmış ilk iş olarak İstiklal Mahkemesince, vekillerin tutuklanmalarına ve evlerinin aranmasına karar vermişlerdi ve İstiklal Mahkemesi İzmir’e hareket etmişti. Kazım Karabekir ve Ali Fuat Paşalar tutuklanmış Rauf Bey yurtdışında olduğu için tutuklanmamıştı. Suikastçılardan Ziya Hurşit kaldığı otelde silah ve bombalar ile yakalanmıştı. Diğer suikastçılar Laz İsmail, Gürcü Yusuf ve Çopur İsmail kaldıkları otelde yakalandı. Suikast, Ziya Hurşit’in kaldığı Gaffar-zade otelin sokağında olacaktı ve suikast gerçekleştikten sonra motorla Sakız adasına kaçacaklardı. Suikastçıların yardımcıları kuvâ-yi milliye komutanlarından Sarı Efe Edip, Çopur Hilmi ve Giritli Şevki adlı kişilerdi.
İstiklal Mahkemesi 17 Haziran 1926 ‘da İzmir’e geldi. Mahkemenin başkanı Ali Çetinkaya, üyeleri Gaziantep Milletvekili Kılıç Ali Bey, Aydın Milletvekili Reşit Galip, Rize Milletvekili Ali (Zırh) bey, savcısı Denizli Milletvekili Necip Ali idi. İstiklal Mahkemesi 26 Haziran’da çalışmalarına başladı. İstiklal Mahkemesi’nin Anadolu Ajansı’na verdiği listeye göre 49 kişi tutuklanmıştı.13 Temmuz’da yapılan sorgulamalar sonucunda ilk etapta 13 kişi idama mahkûm edilmişti. Asılanlar şunlardı: Şükrü, Edip, Arif, Abidin, Hafız Mehmet, Halis Turgut, İsmail Canbolat, Ziya Hurşid, Çopur Hilmi, Laz İsmail, Gürcü Yusuf, Baytar Rasim ve Rüştü Paşa. Kazım ve Ali Fuat Paşalar ile bazı kişilerin suçsuz oldukları anlaşıldı ve serbest bırakıldılar. İstiklal Mahkemesi 17 Temmuz’da Ankara’ya dönüp mahkemenin ikinci safhası olan İttihatçıları yani ‘Kara Çete’yi sorgulamaya başladı. 13 Temmuz’da verilen idam kararlarına ek olarak 31 Ağustos’ta yeni idam kararları verildi. Bunlar: Abdülkadir (Eski Ankara Valisi), Nail, Nazım (Doktor), Cavit( Eski Maliye Nazırı), Hilmi( Ardahan Mebusu). Bu kişiler Anayasa’yı değiştirmek, kaldırmak, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni devirmek ve zorla görev yapmasını önlemekten idama mahkûm edilmişti. Bir kısım ittihatçı ise on yıl hapse mahkûm edilmişti.
Ortadaki fotoğraf Gürcü Yusuf ve Laz İsmailin İzmir İstiklal mahkemesinde hakimin kararını dinlerken çekilen fotoğrafıdır.
Gürcü Yusuf(sol)'un asılmadan önceki son sözleri şunlar olmuştur: "Asılarak idam edilen Gürcü Yusuf. Asılmadan önceki son sözleri "Yazık değil mi bana!... Niçin böyle yapıyorsunuz?..., Kırk lira kadar param var. Size veriyorum. Batum'daki çocuklarıma gönderin. Okuyorlar, fakirler... İşlerine yarar."
Laz İsmail(sağ)'ın asılmadan önceki sözleri de şu şekildedir: "Vay anasını, bu ha! Ben de başka bir şey zannediyordum. Bunu çok seyrettim... Haydi öyleyse! Gayret bizden kuvvet sizden... Amma tez olun, canımı çok acıtmayın. İpimi boğazıma iyi geçirin, ne olacaksa olsun bitsin... Allah taksiratımızı affetsin!"
KAYNAKÇA
1 Aybars, Ergün, İstiklal Mahkemeleri, Milliyet Yayınları, İstanbul 1998
2 https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/ataturke-duzenlenen-suikastler/ erişim 19.05.2024
3 https://atamdergi.gov.tr/tam-metin-pdf/704/tur erişim 19.05.2024
4 Türkiye istiklâl ve hürriyet mücadeleleri tarihi, 20. cilt. İstanbul Matbaası, 1962, s. 11630
5 Karabekir, Kâzım, İzmir Suikastı, İstanbul: Emre Yayınları. s. 313
Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih- Coğrafya Fakültesinde 4. Sınıf öğrecisi olarak eğitimine devam etmektedir.
YORUMLAR
BU MAKALELERİ BEĞENEBİLİRSİNİZ