tarihten.org

Hollanda Tarihine Genel Bir Bakış

Ertuğrul Öztürk Ertuğrul Öztürk 6.10.2023 0 YORUM 1573 OKUNMA
Hollanda Tarihine Genel Bir Bakış

Kraliçe Beatrix'in tahtı devretmesiyle, 123 yıl sonra Hollanda'da taç giyen ilk kral olan oğlu Prens Willem, eşi ve annesi Kraliçe Beatrix ile halkı selamlarken.

 

Hollanda Tarihine Genel Bir Bakış

 

Hollanda, Avrupa'nın kuzeybatısında yer alan bir ülkedir. Resmi adı Hollanda Krallığı'dır ve Hollanda anakarasının yanı sıra Karayipler'de üç ada topluluğunu da içerir. Hollanda, 17 milyon nüfusuyla dünyanın en yoğun nüfuslu ülkelerinden biridir. Başkenti Amsterdam, hükümetin merkezi ise Lahey'dir. Hollanda'nın tarihi, çok çeşitli kültürlerin, dillerin ve dinlerin etkisi altında şekillenmiştir. Hollanda, tarih öncesi dönemlerden itibaren Avrupa'nın önemli bir ticaret ve kültür merkezi olmuştur ve olmaya da devam etmektedir. Hollanda, aynı zamanda ana akım medyada demokrasi, özgürlük ve insan hakları gibi değerleri savunan bir ülke olarak da tanınmaktadır. Hollanda'nın tarihi, büyük ölçüde coğrafi konumu ve ikliminin etkisi, avantajları ve dejavantajarı ile belirlenmiştir. Hollanda, deniz seviyesinin altında kalan büyük bir alana sahiptir ve bu nedenle su baskını tehlikesi ile karşı karşıyadır bu yüzdendir ki Hollandalılar, yüzyıllar boyunca denize karşı mücadele etmiş ve topraklarını korumak için kanallar, bentler ve polderler gibi yapılar inşa etmişlerdir.

 

Hollanda Tarihinin Dönemleri

 

Tarih öncesi dönem

Hollanda, Avrupa kıtasının kuzeybatısında, Kuzey Denizi'ne kıyısı olan bir ülkedir. Bugünkü Hollanda Krallığı'nın toprakları, tarih öncesi dönemlerden günümüze kadar pek çok kültürün ve uygarlığın etkisi altında kalmıştır. Bu kısımda, Hollanda'nın tarih öncesi dönemini, yani yazılı kaynakların olmadığı veya çok az olduğu zaman dilimini ele alacağız. Hollanda'nın tarih öncesi dönemi, son buzul çağından Roma İmparatorluğu'nun egemenliğine kadar geçen yaklaşık 10 bin yıllık bir süreci kapsamaktadır.

 

Son Buzul Çağı ve Avcı Toplayıcılar

Son buzul çağı, yaklaşık 110 bin yıl önce başlayıp 10 bin yıl önce sona eren bir dönemdir. Bu dönemde, dünyanın büyük bir bölümü buzullarla kaplıydı ve iklim çok soğuktu. Hollanda'da ise bitki örtüsünün az olduğu bir tundra iklimi hüküm sürüyordu. Bölgede yaşayan insanlar, avcı toplayıcı olarak hayatta kalmaya çalışıyorlardı. Bu insanlar, hayvanları avlamak, bitkileri toplamak ve ateş yakmak için taş, kemik ve ahşap gibi malzemelerden aletler yapmışlardır. Ayrıca, hayvan derilerinden giysiler ve çadırlar üretmişlerdir. Bu insanlar, sabit bir yerleşim yerine sahip değillerdi. Mevsimlere, iklim koşullarına ve yiyecek kaynaklarına göre göç ediyorlardı. Hollanda'da tarih öncesi döneme ait en eski insan kalıntısı, yaklaşık 13 bin yıl öncesine tarihlenen ve Kuzey Brabant'ta bulunan bir çene kemiğidir. Bu kemik, Avrupa'da son buzul çağının sonunda yaşamış olan Magdalenian kültürüne ait olduğu düşünülmektedir. Magdalenian kültürü, avcılık ve balıkçılıkla uğraşan ve sanatsal faaliyetler gösteren bir kültürdür. Hollanda'da bu kültüre ait pek çok mağara resmi, heykelcik ve müzik aleti bulunmuştur.

 

Tarımın Başlangıcı ve Çömlekçilik

Son buzul çağının bitmesiyle birlikte iklim ısınmaya başladı ve bitki örtüsü arttı. Bu da insanların tarım yapmaya başlamasına olanak sağladı. Hollanda'da tarımın başlangıcı, MÖ 5000 civarında Akdeniz kökenli Orta Avrupalı çiftçiler olan Linear Pottery kültürü ile ilişkilendirilmektedir. Bu kültür, tahıl ekimi ve hayvancılık yaparak yaşayan ve çömlek yapımında uzmanlaşmış bir kültürdür. Hollanda'da bu kültürün izleri güney Limburg'da bulunmuştur. Ancak Linear Pottery kültürü Hollanda'nın tamamına yayılmamıştır. Kuzeydeki kıyı bölgelerinde ise Swifterbant kültürü adı verilen başka bir kültür gelişmiştir. Swifterbant kültürü, MÖ 5600 civarında ortaya çıkmış ve nehirlere ve açık sulara güçlü bir şekilde bağlı avcı toplayıcılardır. Bu kültür, güney İskandinavya'daki Ertebølle kültürüyle ilişkili olup, çömlekçilik ve hayvancılıkla da uğraşmıştır. Bu kültüre ait pek çok yerleşim yeri, mezar ve çömlek parçası Hollanda'nın kuzeyinde bulunmuştur.

 

Bronz Çağı ve Demir Çağı

MÖ 3000 civarında, Avrupa'da yeni bir teknoloji ortaya çıkmıştır: Bronz. Bronz, bakır ve kalayın karıştırılmasıyla elde edilen bir alaşımdır. Bronz, taştan daha sert ve dayanıklı olduğu için alet ve silah yapımında kullanılmıştır. Bronz çağı olarak adlandırılan bu dönemde, Hollanda'da Funnelbeaker kültürü adı verilen bir kültür gelişmiştir. Bu kültür, Danimarka'dan kuzey Almanya üzerinden kuzey Hollanda'ya kadar uzanmıştır. Bu kültürün en önemli özelliklerinden biri, huni şeklindeki çömlekleri olmuştur. Bu kültür, tarım yapmanın yanı sıra ticaret de yapmıştır. Özellikle Baltık Denizi'nden getirdikleri kehribar ile Akdeniz bölgesiyle ticaret yapmışlardır. MÖ 1800 civarında ise bronzun yerini demir almaya başlamıştır. Demir, bronzdan daha sert ve daha kolay bulunan bir metaldir. Demir çağı olarak adlandırılan bu dönemde, Hollanda'da Elp kültürü ve Hilversum kültürü adı verilen iki kültür gelişmiştir. Elp kültürü kuzeyde, Hilversum kültürü ise güneyde yer almıştır. Hilversum kültürünün Britanya ile kültürel bağları vardır. Bu dönemde Hollanda'da demircilik sanatı gelişmiş ve pek çok demir alet ve silah üretilmiştir. Örneğin, Vorstengraf büyük mezar höyüğünde, aralarında kavisli bir demir kılıcın da bulunduğu bir dizi nesne bulunmuştur.

 

Roma Dönemi

Roma dönemi Hollanda, M.Ö. 57 yılında Jül Sezar'ın Galya Seferi sırasında başlar. Sezar, Ren Nehri'nin batısındaki toprakları fethederek Roma İmparatorluğu'na katmıştır. Bu topraklarda yaşayan kabileler, genel olarak Kelt kökenli Batavyalılar, Frizyalılar, Menapiler ve Eburonlar olarak adlandırılır. Bu kabileler, Roma egemenliğine karşı direnç göstermiş, ancak sonunda Roma askeri gücüne yenilmişlerdir. Roma dönemi Hollanda, M.S. 406 yılında Germen kavimlerinin Ren Nehri'ni geçerek Roma sınırlarını aşmasıyla sona erer. Bu süre zarfında Hollanda, Roma İmparatorluğu'nun Germania Inferior eyaletinin bir parçası olarak kalmıştır. Bu eyaletin başkenti Colonia Claudia Ara Agrippinensium (bugünkü Köln) olmuştur. Hollanda'daki en önemli Roma şehirleri ise Nijmegen, Utrecht, Maastricht ve Leiden olmuştur. Roma dönemi Hollanda'nın siyasi tarihi, hem Roma hem de yerli kabileler arasındaki çatışma ve işbirliği ile şekillenmiştir. Roma İmparatorluğu, Hollanda'yı askeri bir üs olarak kullanmış, Ren Nehri boyunca sınır kaleleri ve yollar inşa etmiştir. Bu kaleler ve yollar, hem savunma hem de ticaret amaçlı olmuştur. Roma ordusunda hizmet eden yerli askerler de olmuştur. Örneğin, Batavyalılar, Roma ordusunun seçkin süvari birlikleri arasında yer almıştır.

 

                                                         

             Görsel 1.1: Roma döneminde Hollanda topraklarında inşaa edilmiş bir Gözcü Kulesinin rekonstrüksiyonu.

 

Roma dönemi Hollanda'nın ekonomik tarihi, tarım, ticaret ve madencilik ile ilgilidir. Hollanda toprakları, verimli ve sulak olması nedeniyle tarıma elverişliydi. Roma İmparatorluğu'nun talebi doğrultusunda tahıl, sebze, meyve ve hayvancılık ürünleri yetiştirilirdi. Ticaret ise Ren Nehri üzerinden yapılırdı. Roma İmparatorluğu'nun diğer bölgelerinden gelen mallar (örneğin şarap, zeytinyağı, seramik) Hollanda'daki yerli mallarla (örneğin yün, deri, demir) takas edilirdi. Madencilik ise özellikle güney Hollanda'da önemliydi. Burada kurşun, çinko ve gümüş madenleri bulunurdu. Roma dönemi Hollanda'nın kültürel tarihi, Roma ve yerli kültürlerinin karışımı ile karakterizedir. Roma İmparatorluğu'nun getirdiği dil (Latince), din (Roma tanrıları), sanat (heykel, mozaik), mimari (tapınaklar, hamamlar), hukuk (Roma kanunları) ve eğitim (okullar) gibi unsurlar yerli kültürle etkileşime girmiştir. Örneğin, bazı yerli tanrılar Roma tanrılarıyla eşleştirilmiş (örneğin Nehalennia = Merkür), bazı Roma şehirleri yerli isimler almış (örneğin Nijmegen = Noviomagus), bazı yerli sanat eserleri Roma tarzı özellikler taşımıştır. Roma dönemi Hollanda'nın sosyal tarihi, Roma ve yerli toplumların arasındaki farklılıklar ve benzerlikler ile ilgilidir. Roma toplumu, sınıflı ve hiyerarşik bir yapıya sahipti. Roma vatandaşları, Roma eyaletlileri ve köleler arasında ayrım vardı. Roma vatandaşları, siyasi ve yasal haklara sahipti. Roma eyaletlileri, vergi ödemek zorunda olan ancak bazı haklara sahip olan kişilerdi. Köleler ise hiçbir hakka sahip olmayan mülklerdi. Yerli toplum ise daha eşitlikçi ve demokratikti. Kabile reisleri, kabile meclisleri tarafından seçilir ve halkın çıkarlarını temsil ederdi. Kadınlar da erkeklerle eşit haklara sahipti. Roma dönemi Hollanda, Hollanda tarihinin önemli bir bölümüdür. Bu dönemde Hollanda, Roma İmparatorluğu'nun bir parçası olarak hem etkilenmiş hem de etkilemiştir. Roma dönemi Hollanda'nın mirası, bugünkü Hollanda kültürü, dili, coğrafyası ve kimliğinde izler bırakmıştır.

 

Orta Çağ 

Hollanda, Ortaçağ'da düşünsel ve siyasi alanda önemli bir rol oynayan ülkelerden biridir. Hollanda, bugünkü anlamda bir devlet olmadan önce, Frizya, Saksonya ve Frank krallıklarının bir parçasıydı. IX. yüzyılda Vikinglerin saldırılarına maruz kalan Hollanda, 10. yüzyılda ise Alman-Roma İmparatorluğu'nun egemenliği altına girdi. XI. yüzyıldan itibaren ise Hollanda, feodal bir yapıya büründü ve çeşitli kontluklar halinde yönetildi. Hollanda'nın Ortaçağ tarihinde en önemli olaylardan biri, Seksen Yıl Savaşı'dır. Bu savaş, Hollanda'nın İspanya'dan bağımsızlığını kazanmasını sağlamıştır. 1568 yılında başlayan savaş, 1648 yılında Westfalya Barışı ile sona ermiştir. Bu süreçte Hollanda, Protestanlığı benimsemiş ve ticari bir güç haline gelmiştir. Hollanda, Ortaçağ'da aynı zamanda bilim ve kültür alanında da ilerlemiş ve etkin bir ülke konumuna gelmiştir. Hollanda, tüccar-sömürgeci bir ulusun kozmopolit atmosferi ve önemli âlimlerin gayretleri neticesinde Doğu çalışmalarında öncü bir konuma gelmiştir. 1613'te Leiden Üniversitesi'nde kurulan Arapça kürsüsünün ilk sahibi Thomas Erpenius, Ebü'l-Fidâ'nın Taḳvîmü'l-büldân'ını ve Mîrhând'ın Ravżatü'ṣ-ṣafâ adlı tarih kitabını incelemiş ve ders olarak anlatmıştır. Ayrıca Hollanda, matbaa sanatının yaygınlaşmasıyla birlikte kitap basımında da öne çıkmıştır.

 

                     

                                                            Görsel 1.2: Leiden Üniversitesi ana kampüsü.

 

Seksen Yıl Savaşları

Seksen Yıl Savaşı, Hollanda'nın İspanyol İmparatorluğu'na karşı verdiği bağımsızlık mücadelesinin adıdır. Bu savaş 1568-1648 yılları arasında devam etmiş ve Hollanda'nın kuzeyindeki 7 eyaletin Birleşik Hollanda Cumhuriyeti'ni kurması ile sonuçlanmıştır.

 

Seksen Yıl Savaşı'nın Nedenleri

Seksen Yıl Savaşı'nın temel nedeni, Hollanda'da 16. yüzyılda yayılan Protestanlık hareketiydi. Protestanlar, Katolik Kilisesi'nin otoritesine ve uygulamalarına karşı çıkıyorlardı. Hollanda, o dönemde Habsburg Hanedanı tarafından yönetilen Kutsal Roma İmparatorluğu'nun bir parçasıydı. Habsburglar, Katolik oldukları için Protestanlara baskı yapıyorlardı. 1555 yılında, İmparator V. Karl (Şarlken), Hollanda'yı oğlu II. Felipe'ye bıraktı. II. Felipe, babasından daha katı ve şiddetli bir politika izledi. Hollanda'da Sıkıntılar Konseyi adlı bir mahkeme kurdu ve Protestanları kafirlikle suçlayarak binlerce kişiyi idam ettirdi. Bu durum, Hollandalı soyluların ve halkın tepkisini çekti.

 

Seksen Yıl Savaşı'nın Gelişimi

Seksen Yıl Savaşı, 1568 yılında Sessiz Willem adlı Hollandalı soylunun İspanyollara karşı ayaklanmasıyla başladı. Willem, Protestanların lideri oldu ve kuzeydeki eyaletleri örgütledi. İspanyollar, ilk ayaklanmayı bastırabildiler ancak 1572 yılında yeniden başlayan isyanlar tüm ülkeye yayıldı. 1579 yılında, 7 Protestan eyaleti Utrecht Birliği'ni kurarak bağımsızlıklarını ilan ettiler. Bu eyaletlerin başına geçen Willem, Oranje-Nassau Hanedanı'nın kurucusu oldu. İspanyollar, Hollanda'yı geri almak için büyük bir ordu gönderdiler ancak başarılı olamadılar. Hollandalılar, denizcilik ve ticarette üstünlük sağladılar ve İngiltere, Fransa ve Almanya gibi ülkelerden destek aldılar. İspanyollar ise iç savaşlar, ekonomik krizler ve diğer Avrupa devletleriyle çatışmalarla uğraştılar. Seksen Yıl Savaşı, 1648 yılında imzalanan Westphalia Barış Antlaşması ile sona erdi. Bu antlaşma ile İspanya, kuzeydeki 7 eyaletin bağımsızlığını resmen tanımak zorunda kaldı. Güneydeki 10 eyalet ise İspanya'nın elinde kaldı ve daha sonra Belçika olarak adlandırıldı.

Seksen Yıl Savaşı, Avrupa tarihi açısından önemli bir savaştır. Çünkü bu savaş:

1- Kutsal Roma İmparatorluğu'nun gücünü zayıflattı ve Almanya'nın birliğini engelledi.

2- Hollanda'nın bağımsız bir devlet olarak ortaya çıkmasını sağladı. Hollanda, 17. yüzyılda Avrupa'nın en güçlü ve zengin ülkelerinden biri oldu.

3- Protestanlığın Avrupa'da yayılmasına katkıda bulundu. Hollanda, Protestanların sığınabileceği bir ülke haline geldi.

4- Denizcilik ve ticarette yeni gelişmelere yol açtı. Hollanda, dünyanın dört bir yanında koloniler kurdu ve deniz savaşlarında önemli zaferler kazandı.

5- Barok sanatının ve biliminin gelişmesine ilham verdi. Hollanda, Rembrandt, Vermeer, Spinoza, Huygens gibi ünlü sanatçı ve bilim adamlarına ev sahipliği yaptı.

 

Hollanda Cumhuriyeti

Hollanda Cumhuriyeti, resmi adıyla Yedi Birleşik Hollanda Cumhuriyeti (Republiek der Zeven Verenigde Nederlanden), Birleşik Hollanda Cumhuriyeti ya da Birleşik Yedi İller Cumhuriyeti (Republiek der Zeven Verenigde Provinciën), Avrupa'da 1581-1795 yılları arasında varlığını sürdüren bir cumhuriyetti. Ardılları Batavya Cumhuriyeti ile Hollanda Birleşik Krallığı ve son olarak da modern Hollanda Krallığı'dır.

Hollanda Cumhuriyeti'nin kuruluşu, Kutsal Roma İmparatorluğu'na bağlı olan İspanyol Hollandası'nın parçası olan on yedi eyaletin, 1568 yılında İspanya'ya karşı başlattığı Seksen Yıl Savaşı'na dayanır. Bu savaşta, Hollanda halkı, İspanya'nın dini baskısı ve vergi politikalarına karşı çıkmıştır. 26 Temmuz 1581'de, Hollanda eyaletleri, Utrecht Birliği adıyla bir araya gelerek, Kutsal Roma İmparatorluğu'ndan bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir. Bu tarihten sonra, Hollanda Cumhuriyeti olarak anılmaya başlanmışlardır. Hollanda Cumhuriyeti, bir konfederasyon cumhuriyetiydi. Yani, her eyalet kendi içinde özerk olup, ortak bir yasama organı olan Staten-Generaal'e (Genel Meclis) temsilci gönderirdi. Genel Meclis, eyaletlerin ortak çıkarlarını korumakla görevliydi. Hollanda Cumhuriyeti'nin başında ise bir kral ya da imparator yoktu. Bunun yerine, her eyaletin kendi valisi vardı. Valilerin en güçlüsü ise Orange-Nassau Hanedanı'ndan gelen Stadthouder (Devlet Başkanı) idi. Stadthouder, askeri ve diplomatik işlerden sorumluydu. Hollanda Cumhuriyeti, 17. yüzyılda dünyanın önemli güçlerinden biri haline geldi. Bu dönem, 'Hollanda Altın Çağı' olarak anılır. Bu dönemde, Hollanda bilim, ticaret ve sanat dallarında önemli gelişmeler kaydetti. Hollandalı denizciler ve kaşifler, dünyanın dört bir yanına seyahat ederek yeni topraklar keşfettiler ve ticaret yaptılar. Hollandalı ressamlar ve yazarlar ise dünya çapında ün kazandılar. Hollanda Cumhuriyeti, 18. yüzyılın sonunda Fransız Devrim Savaşları'na dahil oldu. Fransa'nın baskısı altında kalan Hollanda Cumhuriyeti, 1795 yılında dağıldı. Fransa tarafından işgal edilen Hollanda topraklarında Batavya Cumhuriyeti adında uydu bir devlet kuruldu. Sürgüne giden Stadthouder ise İngiltere ile ittifak kurarak Hollandalı direnişçilere destek verdi.

 

Fransız İşgali ve Hollanda Krallığı

Fransız işgali, 18. yüzyılın sonlarında Fransa'nın Hollanda'yı ele geçirmesiyle başlayan ve Napolyon Savaşları'na kadar süren bir dönemdir. Fransız işgalinin nedenleri arasında, Fransa'nın Avrupa'daki siyasi ve askeri nüfuzunu artırmak istemesi, Hollanda'nın ticari rekabetini ortadan kaldırmak istemesi ve Fransız Devrimi'nin etkisiyle Hollanda'da ortaya çıkan siyasi bölünmeler sayılabilir. Fransız işgali öncesinde, Hollanda yedi özerk bölgeden oluşan bir federasyondu. Bu bölgeler, Hollanda Cumhuriyeti olarak biliniyordu ve kendi yönetimlerine sahiptiler. Ancak 1780'lerde, Hollanda Cumhuriyeti içinde iki siyasi grup arasında çatışmalar yaşanmaya başladı. Bunlar, Fransa yanlısı olan ve merkezi bir yönetim isteyen Vatanseverler (Patriotten) ve İngiltere yanlısı olan ve özerkliği savunan Oranjeciler (Orangisten) idi. Vatanseverler, 1785'te bir isyan başlattılar ve bazı bölgelerde kontrolü ele geçirdiler. Ancak Oranjeciler, Prusya'nın desteğiyle karşı saldırıya geçtiler ve Vatanseverleri yenilgiye uğrattılar. Bu olaylar, Hollanda Cumhuriyeti'nin zayıflamasına ve Fransa'nın müdahalesine zemin hazırladı. 1793'te, Fransa ile İngiltere arasında savaş patlak verdi. Hollanda Cumhuriyeti, İngiltere ile ittifak halindeydi ve Fransa'ya savaş ilan etti. Ancak Fransız ordusu, 1794'te Hollanda'yı işgal etti ve 1795'te Amsterdam'a girdi. Fransızlar, Vatanseverleri iktidara getirdiler ve Hollanda Cumhuriyeti'ni modern bir üniter devlet olan Batavya Cumhuriyeti'ne dönüştürdüler. Batavya Cumhuriyeti, Fransa'nın uydu devleti olarak kaldı ve Fransa'nın savaş çabalarına katkıda bulundu. 1799'da, İngiltere ve Rusya'nın ortak bir sefer düzenleyerek Hollanda'yı kurtarmaya çalıştıkları bir dönem oldu. Ancak bu sefer başarısızlıkla sonuçlandı ve Batavya Cumhuriyeti varlığını sürdürdü. 1806'da ise Napolyon Bonapart, kardeşi Louis Bonaparte'ı Hollanda tahtına oturttu ve Batavya Cumhuriyeti'ni Hollanda Krallığı'na dönüştürdü. Louis Bonapart, kendi halkının çıkarlarını savunmaya çalıştıysa da Napolyon'un baskısı altında kaldı. 1810'da ise Napolyon, Louis'in tahttan çekilmesini sağladı ve Hollanda'yı Fransa'ya ilhak etti.

                                     

    Görsel 1.3: Franco-Dutch savaşında Fransa Kralı Louis XIV'in Lobith'ten Hollanda'ya girişini anlatan, Adam                Frans van der Meulen tarafından resmedilen "The Passage  du Rhin"(Rhin Geçişi) adlı eser.

Hollanda Krallığı'nın Kuruluşu

Hollanda Krallığı'nın kuruluşu, Napolyon Savaşları'nın sona ermesi ve Fransa'nın yenilmesiyle gerçekleşti. 1813'te, Hollanda'da bir ayaklanma başladı ve Fransız işgaline son verildi. Hollanda, eski Oranjeci lider William Frederick'in önderliğinde bağımsızlığını ilan etti. William Frederick, 1815'te Hollanda Kralı I. William olarak taç giydi. 1814'te, Viyana Kongresi'nde Avrupa'nın yeni düzeni belirlendi. Hollanda, bugünkü Belçika'yı da içine alan geniş bir toprak kazandı. Bu yeni devlet, Birleşik Hollanda Krallığı olarak adlandırıldı. Ancak Belçika, Hollanda ile birleşmeye karşı çıktı ve 1830'da bağımsızlığını ilan etti. Hollanda, Belçika'nın bağımsızlığını 1839'da kabul etti ve böylece Hollanda Krallığı'nın bugünkü sınırları oluştu. Hollanda Krallığı, 19. yüzyıl boyunca tarafsız bir politika izledi ve Avrupa'daki büyük savaşlardan uzak durdu. Ancak 20. yüzyılda, iki dünya savaşı da Hollanda'yı etkiledi. Birinci Dünya Savaşı'nda tarafsız kalan Hollanda, İkinci Dünya Savaşı'nda Nazi Almanyası tarafından işgal edildi. İşgal döneminde, Hollanda halkı büyük acılar çekti ve Yahudi nüfusunun büyük bir kısmı soykırıma uğradı. 1944-1945'te ise Müttefikler'in saldırısıyla Hollanda kurtarıldı. Savaştan sonra, Hollanda Krallığı yeniden inşa sürecine girdi ve Avrupa entegrasyonuna katıldı. Ayrıca, sömürge imparatorluğunu da kaybetti. 1949'da Endonezya, 1954'te Surinam ve 2010'da da Hollanda Antilleri bağımsızlıklarını elde ettiler. Bugün, Hollanda Krallığı dört ülkeden oluşan bir devletler topluluğudur. Bu ülkeler arasında ortak bir vatandaşlık, ortak bir hükümdar ve ortak bir dış siyaset vardır.

 

Son Mülahaza

Fransız işgali ve Hollanda Krallığı'nın kuruluşu, Hollanda tarihinin önemli dönüm noktalarındandır. Bu olaylar, Hollanda'nın siyasi, ekonomik ve kültürel yapısını etkilemiştir. Fransız işgali, Hollanda'yı modern bir devlete dönüştürmüş, ancak aynı zamanda ulusal kimliğini de zedelemiştir. Hollanda Krallığı'nın kuruluşu ise, Hollanda'nın bağımsızlığını yeniden kazanmasını ve uluslararası alandaki konumunu güçlendirmesini sağlamıştır.19. ve 20. yüzyıl: 19. yüzyılda Hollanda, sanayileşme, demokratikleşme ve ulusallaşma süreçleri yaşamıştır. 20. yüzyılda ise iki dünya savaşı, ekonomik krizler, sosyal reformlar, dekolonizasyon ve Avrupa entegrasyonu gibi önemli olaylarla karşılaşmıştır. İkinci Dünya Savaşı'nda Nazi Almanyası tarafından işgal edilen Hollanda, müttefiklerin desteğiyle kurtarılmıştır. Savaştan sonra Hollanda, Endonezya ve Surinam gibi sömürgelerini bağımsızlığa bırakmıştır. Ayrıca Avrupa Birliği'nin kurucu üyelerinden biri olmuştur.

 

KAYNAKÇA

 

1 https://www.zeeuwsmuseum.nl/en/collection/history-and-archeology

2 https://www.livius.org/ga-gh/germania/inferior.htm#Conquest

3 Grane, Thomas, "From Gallienus to Probus - Three decades of turmoil and recovery", The Roman Empire and Southern Scandinavia Northern Connection, Copenhagen: University of Copenhagen, 2007

4 https://www.livius.org/ga-gh/germania/inferior.html

5 Israel, Jonathan, Dutch primacy in world trade, 1585-1740, Oxford, Clarendon Press, 1989

6 Tracy, James, D., The founding of the Dutch Republic: war, finance, and politics in Holland, 1572-1588, Oxford University Press, 2008

7 Glete, Jan, War and the state in early modern Europe: Spain, the Dutch Republic and Sweden as fiscal-military states, 1500-1660, Londra: Routledg, 2002

8 Hollanda, Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, 10, Milliyet Gazetesi Yayınları, 1986

9 McKay & Scott: Büyük Güçlerin Yükselişi: 1648-1815

10 Lynn, A. Lynn, XIV. Louis'nin Savaşları: 1667-1714

11 Price, Roger, Kısa Fransa Tarihi, çev. Özkan Akpınar, Kronik Kitap, 2023

Ertuğrul Öztürk
Kaleme Alan Ertuğrul Öztürk

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinde Tarih Lisansını tamamladıktan sonra, Polonya'da Kazimierz Wielki Üniversitesinde Uluslararası İlişkiler'in Tarihi yoğunluklu dersler aldı. Ankara Üniversitesi, Dil, Tarih ve Coğrafya fakültesinin Sümeroloji Yüksek Lisans Programında 1 yıl eğitim aldıktan sonra, aynı kurumda bulunan Ortaçağ Tarihi Yüksek Lisans programına geçiş yapan Ertuğrul Öztürk, şu an tez aşamasında eğitimine devam etmektedir.

YORUMLAR

Fikirleriniz bizim için değerlidir, bizimle paylaşabilirsiniz...

BU MAKALELERİ BEĞENEBİLİRSİNİZ