tarihten.org

Mohaç Muharebesi: Avrupa'nın Kapısı Türklere Açılıyor

Kerem Can Altıntaş Kerem Can Altıntaş 14.02.2025 0 YORUM 281 OKUNMA
Mohaç Muharebesi: Avrupa'nın Kapısı Türklere Açılıyor

  Mohaç Muharebesi


Mohaç Muharebesi, Avrupa'da dengelerin değiştiğini gösteren önemli bir savaştır. Osmanlı Devleti'nin Avrupa'da söz sahibi olduğunu, söz sahibi olmanın dışında artık Türklerin Avrupa içlerine kadar geldiğini, yerleştiğini ve buranın yeni sahipleri olduğunu göstermiştir.

                                                        Görsel 1 : Mohaç Savaşını anlatan bir tasvir.     
                                     

 Mohaç Muharabesi'nin Arka Planı

  1. Süleyman, bilinen adıyla Kanûnî Sultan Süleyman, babası Yavuz Sultan Selim'in 23 Mayıs 1512'de tahta çıkışı ile, oğlu Süleyman da veliahd olarak Saruhan'a günümüz Manisasına Sancak Beyi olmuştu. İstanbul'da daha da mevkisini yükselterek Saltanat Naibliği yapan 1. Süleyman Padişahlık görevi için resmen hazırdı; gençliği bu hazırlık ile geçmişti. 1. Süleyman'ın babası 1. Selim 22 Eylül 1520 yılında Şirpençe veya Aslanpençesi denilen sırtında çıkan bir çıban sonucu hastalanarak vefat etmiştir. Sadrazam Piri Mehmet Paşa, başkent İstanbul'dan Saruhan'a bir ulak yollayarak, 1. Süleyman'ı İstanbul'a çağırıyordu. İstanbul'a gelen 1. Süleyman babasının ölüm haberini almış. Tahta çıkmasına pek bir engel olmadan 30 Eylül 1520 yılında büyük bir tören ile Osmanlı'nın onuncu Padişahı olarak tahta oturmuştur. 1.Süleyman, Padişah olduğunda devlet'in  başına gelen ilk sıkıntı, Canverdi Gazali'nin baş kaldırısıydı.. Selim zamanında 1517'de Mısır Osmanlı toprağı olunca Memlük sultanlığında önemli beylerden birisi olan Canverdi Gazali, 1. Selim tarafından Şam Beylerbeyi makamına getirildi. Bu makam alan olarak Suriye, Lübnan ve Filistin'i kapsıyordu. Canverdi buranın yeni genel valisiydi. Bu isyan Mısır beylerbeyi Hayrbay tarafından İstanbul'a bildirilmişti. Damar Ferhat Paşa serdar-ı ekrem olarak Dulkadiroğlu Ali Bey ile bu isyanı bastırma görevi verilmişti. Dulkadiroğlu Ali Bey, yardımı beklemeden tek başına harekete geçmiş, Halep'i kuşatmakta olan Canverdi bu haber üzerine geri çekilmişti. Ali Bey, 6 Şubat 1521 günü Canverdi'yi yakalayıp idam ettirip cesedini İstanbul'a yollamıştı.  1. Süleyman bu sırada Avrupa'nın kapısı olan Fatih'in alamadığı, babasının almak için hazırlık yaptığı Belgrad seferi hazırlığındaydı. Osmanlı ordusu 18 Mayıs 1521 yılında Balkanlar'a doğru yürüyüşe başlamıştı. Daha önceden babası 1. Selim de Belgrad üzerine bir sefer düşünüyordu, bunun hazırlıklarını yapmış ancak 22 Eylül 1520 yılında, günümüz Tekirdağ Çorlu'da bulunmaktayken hastalığı artmış ve sırtındaki çıbanı vücudu daha fazla kaldıramayarak kırk dokuz yaşında vefat etmiştir. 1. Selim doğu sınırını güven altına aldığından ve Mısır hazinesi ile 1. Süleyman'a rahat, zengin, düzenli bir devlet bırakmıştı, tahta çıkmasından bir yıl sonra Belgrad seferine çıkmıştır. 1. Süleyman'ın bu seferde aldığı ilk kale böğürdelen kalesidir.  Fatih'in inşa ettirdiği, daha sonra Macarlar tarafından ele  geçirilen bu  Türk kalesi, Belgrad seferi ile 7 Temmuz 1521'de geri alınmış , günümüz Sırbistan'da bulunan Böğürdelen Kalesi'dir. Ordu 29 Ağustos 1521 yılında Belgrad'ı düşürür; Belgrad ile etrafındaki kale kasabalar Osmanlı toprağı olur. 30 Ağustos günü Kanuni şehre girdi. Cuma namazını şehrin en büyük kilisesini camiye çevirerek kıldı. Kanuni, Belgrad'ı tekrar kaybetmemek ve Orta Avrupa'nın kilidi olan Belgrad'ı korumak için 19 gün burada kalıp düzenlemeler yapmıştır. Tam 200 topla kaleye savunma kurdurmuş, kale güvene alındıktan sonra kışın geri gelmesiyle Kanuni geri Eylül dönüş emrini vermiştir. 18 Eylül'de yola çıkan Osmanlı ordusu, hızlı ve disiplinli sayesinde hemen hemen 1 ayda, 19 Ekim günü Belgrad'dan yürüyerek İstanbul'a zaferle dönmüşlerdi. 

 

                                                                    Görsel 2 : Belgrad kalesi.

  1. Süleyman, batı cephesini sağlama aldıktan sonra yönünü Ege Denizi'nin diğer adıyla Adalar Denizi'nin kilidi olan Rodos adasına çevirdi. Belgrad'ın alınışı sonrası 1. Süleyman hazırlığı başlattı. Rodos, hem ticaret yolu üzerinde hem de hac gemileri için sık sık saldırıya uğrayan bir yer olmuştu. Daha önce 3 kez kuşatılıp alınamamış, Fatih Sultan Mehmet'in dahi alamadığı Rodos için Yavuz Sultan Selim büyük bir hazırlık yapmış, Tersane-i Amire'yi büyütme ve geliştirmek için iki yüz bin düka ayırmış ancak batı seferinde öldüğü gibi ömrü yetmeden vefat etmiştir. 1. Süleyman, Rodos'u almak için harekete geçmiş, babası 1. Selim'den kalan bu güçlü altyapı ile yola koyulmuştur. Rodos adasında Saint Jean şövalyeleri bulunuyordu. 1. Süleyman ise ordunun ilk önce bir kısmını 4 Haziran 1522'de yola çıkarmış, daha sonra kendisi ile yanına şeyhülislamı olan Zenbilli Ali Cemali'yi alarak 16 Haziran'da yola çıkmıştır. Yirmi günde Rodos'a gelen 1. Süleyman seferi başlatmış ve orduya saldırı emrini vermişti. Ordu, büyük bir hücum ve çabalar sonucunda yaklaşık bir ayda adanın tamamına çıkmış ve kuşatma başlamıştı. Yerli halk da şövalye baskısından pek mutlu değildi. Adada pek çok casus da bulunuyordu. Uzun süren çarpışmalar, yer altından kazılan tüneller ile kaleye girmeye çalışan lağımcı ocağının da büyük çabalar göstermesine neden olmuştur. Ada, 20 Aralık'a kadar toplar ile dövülmekten surları çökmüş, sonunda şövalyeler teslim olmuştur. 20 Aralık 1522'de 1. Süleyman, Osmanlı'nın burnunun ucundaki batı askeri üssü haline gelen Rodos ve on iki adayı almıştır. Hızlı bir iskan yerleştirme politikası yapılmış, merkezdeki kilise camiye çevrilmiştir  1. Süleyman, 1523 yılında has odabaşısı olan Makbul İbrahim Paşa, bilinen adıyla Pargalı İbrahim Paşa'yı vezir yaptı. Gelmesi beklenen ikinci vezir Ahmet Paşa ise Mısır valisi olarak atanmıştı. Bunu kabullenemeyen Ahmet Paşa, Mısır'da Memlük beyleri ile işbirliği yapıp isyan ederek 1524 yılında kendini Mısır'ın hükümdarı ilan etmişti. Hain ilan edilen Ahmet Paşa'ya karşı kendisine sadrazam tayin ettiği Kadızade Mehmed Bey ve beş bin yeniçeri karşı çıkınca isyan bastırıldı. Yakalanan Ahmet Paşa idam edildi. Ocak 1524'te 1. Süleyman, Mısır'a bizzat Makbul İbrahim Paşa'yı görevlendirmiş, burada yenilikler ve düzenlemeler yapmıştır. Karışıklıklar bastırıldıktan sonra yeni Mısır valisi olarak eski Şam valisi Hadım Süleyman Paşa atanmıştır. Mısır'da isyancı aşiretler idam edilmiş ve bağlılık sağlanmıştır. Vergi düzenlemesi sonrası Makbul İbrahim Paşa İstanbul'a döndü. Bu sırada yolsuzluktan adı çıkan Ferhat Paşa idam edilmiş, ordu sefere çıkılmadığı için huysuzlanmış, ganimet ve sefer istemiştir. Ayaklanmalar çıkarmıştır. İsyanı bizzat bastıran 1. Süleyman, ordunun isteği üzerine ve devlet topraklarında yönetimin oturtması, babasından kalan büyük topraklarda istikrarı sağlaması sonucu batı cephesinin yolu Türklere açılmıştır. En önemlisi de Osmanlı, 1521'de Belgrad'ı alınca Avrupa bir önlem alamamış, çünkü kendi içinde bir savaş ve kargaşa halindedir. Avrupa'da İtalya üzerinde egemenlik için savaşan devletler, 1494'ten itibaren savaşmaktadır. 1516'da Noyon Antlaşması ile Fransa, Milano'nun; İspanya ise Napoli üzerinde etki ve söz hakkı çoğalmıştır. Ancak Kutsal Roma Cermen ve İspanya imparatorlukları, Fransa İmparatorluğu ile tekrar 1521 yılında savaşa tutuşmuşlardır. Fransa Kralı 1. François ile anlaşmazlığa düşüp, İspanya Kralı 5. Karl'ın emrine girip, aynı zamanda imparatorluğun komutanı olan Bourbon Dükü Charles'ı Marsilya önlerinde durdurmayı başarabilmiştir. 1. François'nın bu başarısı çok geçmeden kötü sonuçlanmış ve 1525 yılında İngiltere ve Alman ordularının birlikte kuzeyden üzerine yürümesi sonucu günümüz İtalya'sında bulunan Pavia'da yenilmiş ve esir alınarak günümüzde İspanya'nın başkenti olan Madrid'e esir olarak gönderilmiştir. 1. François esir düşünce annesi olan Louise de Savoie, Osmanlı Sultanı 1. Süleyman'dan İspanyollara esir düşen oğlunu kurtarabilmek için yardım istemiştir. 1. Süleyman bu teklifi kabul etmiş ve telkin edici  sözler de bulunmuştur.       

 

                                                      Görsel 3 : 1. Süleyman'ın 1. François'in annesine yazdığı mektup.     
 
 

             Mohaç Savaşı başlıyor 

                                                                       

                                                                            Görsel 4 : 1. Süleyman Mohaç Seferine çıkarken.
                                                                                                                                                                                            Fransa'dan gelen Osmanlı'yı bir sefere zorlayan mektuplarda, eğer Osmanlı saldırmazsa İspanyolların tamamen Fransa'yı ele geçirebileceğinden bahsediliyordu. Aynı zamanda Macar tahtında oturan II. Lajos hakkında söylem ve şikayetler ağır vergiden dolayı artmış ve beyler tahta aday olan Zapolya'nın yanına geçmeye başlamışlardı. Osmanlı'ya da Macaristan seferinin yolları açılmıştı. Türkler, Avrupa'da denge sağlamak için önemli bir ittifak haline gelmiştir. I. Süleyman bu fırsatı değerlendirerek Fransa'ya yardım amaçlı yapılacak bu seferin hazırlıklarını başlatmıştı. Amaç, Macaristan'ı ele geçirmek ve burayı Balkanları korumak için bir üs haline getirmek, sınırdaki karışıklığı kendi çıkarına çözmekti. Osmanlı ordusu sefere çıkmış ve karşılaşma öncesi Petervaradin, Ilok ve Ösek gibi önemli kaleleri ele geçirmiştir. II. Lajos, 50 ile 60 bin kişilik kendi ordusuyla Osmanlı ordusunun karşısına 29 Ağustos 1526'da çıkmıştır. Osmanlı ordusu çok iyi hazırlanmış, 300 top ve 60 bine yakın kişi ile savaşa hazır duruma gelmiştir. Macarlar, çok iyi bir konumda olmanın desteği ile bazı saldırılarda bulunmuş, ancak Osmanlı ordusunun topları ve Pargalı İbrahim Paşa'nın hazırlığı ve taktikleri ile Macarlar kıskaca alınarak Karasu bataklığı olarak bilinen bataklığa doğru kovalanmıştır. Çekilen Macar ordusu, dünya tarihinde bilinen büyük meydan savaşlarında en kısa sürede yenilgiye uğratılan ordu olmuştur. Mohaç Muharebesi tahmini iki ile dört saat sürmüştür ve Macar ordusunun çoğu, kralları II. Lajos ile birlikte bataklıkta can vermiştir. Osmanlı ordusu, iki saatte bu kadar büyük bir orduyu yenerek meydan savaşlarının unutulmazı olmayı başarmıştır. II. Lajos savaşta bilinenin aksine daha yirmi yaşındadır ve on yaşında tahta çıkmıştır. Habsburg hanedanlığı ile akrabalık kurmuştur; o da İspanyollar tarafından savaşa zorlanmıştır. II. Lajos için son olan bu savaş, Macar Krallığı'nın da sonu olmuştur. I. Süleyman burada biraz durduktan sonra Budin'e ilerlemiş, sekiz günde ulaşmıştır. I. Süleyman direnç görmeden Budin Sarayı'na 10 Eylül 1526'da girmiştir. 13 gün burada kalan I. Süleyman düzenlemeler yapmıştır. 10 Kasım 1526'da Macar tahtına Osmanlı destekli János Zapolya oturmuştur. Bazı beyler Viyana Arşidükü ve İspanya kralı 5. Karl'ın kardeşi Ferdinand'ı Macar tahtına geçirmek istemiştir. Bu da Osmanlı-Habsburg çekişmesinin yolunu açmıştır. Osmanlı için I. Viyana Savaşı'nın temeli olmuştur. Mohaç Muharebesi, dünya tarihine en kısa süren meydan savaşı olarak girmiştir. Türk tarihinde ise Avrupa'nın kapılarını açan Belgrad Kalesi'nin kesin olarak Türklere kaldığı, hatta daha da ilerleyeceğinin kanıtı olmuştur. I. Süleyman bu büyük meydan savaşı zaferi ile önemli diplomatik güç elde etmiş, Avrupa'nın en büyük gücü Habsburg hanedanlığına karşı çıkan Avrupa'da doğan yeni büyük güç Türkler olmuştur.   

 

                                                          Görsel 5 : Mohaç savaş anını anlatan bir tasvir.

 

 

KAYNAKÇA 

 


1 Tolga Uslubaş, Alfabetik Osmanlı Tarihi  Geçmişten Günümüze Osmanlı, Basım: İstanbul 2013, CNR stüdyo, Venedik Yayınları.

2 Yiğit Recep Efe, Kumandan Kanuni Sultan Süleyman, Basım: Haziran 2022, Acayip Yayınevi. Ankara.

3 Emecen, F. M. (2009). Osmanlı Klasik Çağında Siyaset, İstanbul: Timaş Yayınları. 

4 Emecen, F.M. (2011). İmparatorluk Çağının Osmanlı  Sultanları-1: Bayezid (II). Yavuz. Kanuni, İstanbul: İSAM Yayınları.

5 Emecen, F.M. (2010). Osmanlı Klasik Çağında Savaş. İstanbul: Timaş yayınları.

6 Fodor, P. (2004). “Macaristan’a Yönelik Osmanlı Siyaseti”, çev. Ö. Kolçak, Tarih Dergisi, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi. sy.40, s.11-86.

7 İnalcık, H. (2009). Devlet-i ´Aliyye -Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar-1, Klasik Dönem (1302-1606): Siyasal, Kurumsal ve Ekonomik Gelişim-, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür 
Yayınları.

8 Kunt, Metin, C. Woodhead (ed.), (2002). Kanuni ve Çağı -Yeniçağda Osmanlı Dünyası-, İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları.

 

Kerem Can Altıntaş
Kaleme Alan Kerem Can Altıntaş

Eskişehir Anadolu Üniversitesi'nde Tarih bölümünü 2021-2024 yılları arasında tamamlamıştır. Şu anda Tarih üzerinde geçmişten geleceğe sayfasında paylaşım yapmaktadır bununla paralel olarak tarih üzerine araştırmalarını devam ettirmektedir. 

YORUMLAR

Fikirleriniz bizim için değerlidir, bizimle paylaşabilirsiniz...

BU MAKALELERİ BEĞENEBİLİRSİNİZ